İş Sağlığı ve Güvenliği SGK Emeklilik

Örneklerle SGK Trafik kazaları nedeniyle işgöremezlik ödeneğini nasıl ilgilerden almaktadır

SGK Trafik kazaları nedeniyle işgöremezlik ödeneğini nasıl ilgilerden almaktadır?

 CEVAP: 5510 S.  Kanunun “İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu” başlıklı 21. maddesinin 2. fıkrası, “İş kazasının, 13. maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sürede işveren tarafından Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirim tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği, Kurumca işverenden tahsil edilir.” hükmüne amirdir.

Bu itibarla, iş kazasının; Kanunda belirtilen sürede işverenleri tarafından Kurumumuza bildirilmemesi halinde, bildirim tarihine kadar geçen süre için Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5. madde kapsamındaki sigortalıların istirahatli bırakıldığı günler için Kurumumuzca ödenecek/ödenen geçici iş göremezlik ödeneklerinin işverenlerinden Kanunun 12. maddesine göre müteselsilen tahsil edilmesi gerekmektedir.

Anılan maddenin dördüncü fıkrasında ise  “İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir.”  hükmü yer almaktadır.

2011/50 sayılı Genelgenin, Kanunun 21., 22. ve 23. maddelerinde yer alan geçici iş göremezlik ödeneğinin üçüncü kişilere rücusuna ilişkin yapılacak iş ve işlemleri düzenleyen hükümleri uygulanmaktadır. Ancak, iş göremezlik ödeneği açısından trafik kazası rücu işlemleri için meydana gelen trafik kazası sonucu kusuru nedeniyle sigortalının iş kazası geçirmesine veya hastalanmasına sebep olan bir kimseye karşı Kurumca rücu hakkının kullanılması için, öncelikle haksız fiile maruz kalan şahsın, Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendi, 5. maddesinin (b) ve (g) bentleri, sosyal güvenlik destek primine tabi Kanunun geçici 14. maddesi kapsamında veya Ek- 5. maddesine göre çalışan sigortalı olması gerektiğinden, söz konusu fıkra hükmü, bunların dışında Kurumumuzdan sürekli iş göremezlik geliri alırken çalışmayanlar ile malullük veya yaşlılık aylığı almakta olanlar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları eş, çocuk, ana ve babalarını, hak sahibi olarak Kurumdan gelir veya aylık alan eş, çocuk, ana ve babalar ile sigortalıların bakmakla yükümlü oldukları ana ve babalarını kapsamamaktadır.

Sigortalıların yaralanmalarına sebebiyet veren üçüncü şahıslardan yapılan masrafların tahsil edilmesinde, kamu davası açılmaması veya açılmakla birlikte cezanın ertelenmesi ya da karar verilmesi fakat konu hakkında hüküm belirtilmemesi durumları Kanunun 21. maddesinin dördüncü fıkrası hükmünün uygulanmasını engellememektedir.

Ayrıca, sigortalının, kusuru nedeniyle iş kazası geçirmesine, meslek hastalığına yakalanmasına yahut hastalanmasına sebep olan üçüncü şahıslar hakkında Cumhuriyet Savcılığı tarafından takipsizlik veya mahkemece açılan kamu davasının düşürülmesine veya beraatine karar verilmesi halinde, bu kararların suçu ortadan kaldırmadığı dikkate alınarak, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık sigortasından Kanunun 18. maddesi gereğince ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin üçüncü kişiye tazmin ettirilmesi konusunda hukuki yola başvurulması hususunda gerekli işlemin yapılması için dosyanın hukuk servislerine gönderilmesi gerekmektedir.

Burada hukuki yola başvurulması hususunda gerekli işlemin yapılması ifadesinden kasıt; bazen cezai yönden suç oluşturmasa da eylemin Borçlar Kanununca haksız fiil niteliğinde olduğunun zarar görenin açmış olduğu dava sonucu mahkemece tespit edildiği ve zarar veren üçüncü kişinin maddi tazminata hükmedildiği durumlarda Kurumun Kanundan doğan rücu hakkını kullanması gerektiğidir. Çünkü kararlara gerekçe yapılan fiiller ceza hukuku açısından suç olarak tanımlanmamakla birlikte, Borçlar Hukuku açısından tazminat sorumluluğunu gerektirir bir haksız fiil niteliği taşıyabilir. Fiil, bazen suç olduğu halde haksız fiil niteliği taşımaz iken, bazen de haksız bir fiil sayıldığı halde, suç teşkil etmez. Ceza hâkiminin bir fiili suç saymamasına rağmen, hukuk hâkiminin aynı fiili haksız bir fiil kabul etmesi mümkündür. Ancak, haksız fiilin varlığından söz edebilmek için zararın doğumu şarttır.

Örneğin; sigortalının, kusuru nedeniyle iş kazası geçirmesine, meslek hastalığına yakalanmasına yahut hastalanmasına sebep olan üçüncü bir kişinin fiilinin cezai yönden suç oluşturmadığından mahkemeceberaatine karar verilmiştir. Ancak zarar gören sigortalının, Borçlar Hukuku açısından tazminat sorumluluğunu gerektirir bir haksız fiil oluştuğu, bu haksız fiil sonucu meydana gelen cismani zararın tazmin edilmesi gerektiği talebi ile tazminat davası açmış olması ve mahkemece kusurun tespitinin varlığı halinde, Kurumun mahkeme kararına dayanarak kusuru oranında üçüncü kişiye rücu hakkı bulunmaktadır. Bu durumda ünite, öncelikle mahkeme kararına dayanarak üçüncü kişiye, Kurum tarafından sigortalıya Kanunun 18. maddesi gereğince ödenen geçici iş göremezlik ödeneğini rücu edecek, üçüncü kişinin ödememesi halinde MOSİP sistemi üzerinden “kişi borç kaydı” oluşturularak, dosyayı hukuk servisine intikal ettirecektir.

İş göremezlik ödeneğinin rücusu bakımından sigortalının geçirdiği trafik kazası dolayısıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre düzenlenen trafik kaza raporlarında; olaya karışanların kusur oranı belirtilmeksizin 2918 sayılı Kanun hükümlerinin ihlal edildiğinin belirtildiği, dolayısıyla olayın intikal ettiği adli mercilerce belirlenmiş kusur oranı mevcut ise bu kusur oranının, ancak herhangi bir şekilde adli mercilere intikal etmeyen trafik kazalarında, trafik kazası sonrasında düzenlenen belgelerin intikal ettirildiği sigorta şirketleri (eksperleri) tarafından belirlenen kusur oranlarına göre işlem yapılacaktır.

Öte yandan, sigortalılara trafik kazası geçirmeleri nedeniyle Kurumca iş kazası ya da hastalık sigortası kolundan ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin kusur oranına tekabül eden kısmı,  Kanunun 21. maddesinin dördüncü fıkrası ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu gereğince kusurlu hareketi ile olaya sebebiyet veren üçüncü kişilerin mali mesuliyet sigortasını yapan sigorta şirketinden (poliçe limiti dâhilinde) veya üçüncü kişilerin kendilerinden tahsil edilmesi gerekmektedir. Rücu durumuna konu geçici iş görmezlik ödeneklerinin sırasıyla, sigorta şirketlerinden, daha sonra üçüncü kişilerden bir yazı ile talep edilmesi gerekmektedir. Poliçe limiti dâhilinde ödenen ödenekler sigorta şirketinden tahsil edildiği takdirde sigorta şirketleri, güvence hesabı ve üçüncü kişiler aleyhine mükerrer herhangi bir rücu işlemi yapılmayacak, icra takibi ve dava açılmayacaktır.

Poliçe limitini aşan geçici iş göremezlik ödeneği ve trafik iş kazası sonucu oluşan tedavi masraflarının poliçe tutarını aşan kısmının rücusu için ise olaya sebebiyet veren kişiden tahsil edilmesi amacıyla rücu işleminin başlatılması gerekmektedir.

Trafik kazası sonucu sigortalılara ödenen geçici iş göremezlik ödeneklerinin aşağıdaki durumlarda;

– Kazayı yapan motorlu aracın saptanamaması,

– Zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmaksızın trafiğe çıkarılan motorlu araçların kişilere verdiği zararlar,

– Zeyilname düzenlemeyip eksik teminatlı kalan motorlu araçların kişilere verdiği zararlar,

– 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 107. maddesi uyarınca işletenin sorumluluğunun olmadığı hallerde çalınmış veya gasp edilmiş motorlu aracın kişilere verdiği zararlar,

– Yükümlü sigorta şirketinin iflası,

hallerinde yapılan masrafların, Karayolları Trafik Garanti Fonu Yönetmeliğinin 12. maddesi uyarınca zaman aşımı süresi içinde, trafik kaza tespit tutanağı ile diğer belgelerle “Türk Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği, Büyükdere Caddesi Büyükdere Plaza No:195 Kat:1-2 34394 Levent İSTANBUL” adresinde faaliyet gösteren Güvence Hesabına başvurularak talep edilmektedir.

Trafik kazası sonucu, geçici iş göremezlik ödeneğinin rücusunda, ödeneğin kusur oranına tekabül eden kısmı öncelikle sigorta şirketinden (poliçe limiti dâhilinde) yazı ile talep edilecek, aynı anda sigortalıya da bilgilendirme yazısı gönderilecektir. Sigorta şirketinin ödemekle yükümlü olduğu tutarı Kurum hesabına yatırmaması, eksik yatırması veyahut ödeme süresine kadar olan faiz tutarını eklemeden yatırması halinde sigorta şirketinden yükümlülüğünü yerine getirmesi talep edilir. Sigorta şirketinin ifa yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde ödeneğin kusur oranına tekabül eden kısmı yasal faizi ile birlikte, olaya sebebiyet veren kusurlu kişinin kendisinden yazı ile talep edilir. Sorumlu kişinin de yasal süresi içinde ödeme yapmaması halinde, sigorta şirketi ya da olaya sebebiyet veren kişi ile başka herhangi bir yazışma yapılmaksızın, sigorta şirketinin vergi numarası girilmek suretiyle MOSİP sistemi üzerinden borç oluşturularak, üst yazı ekinde muhasebe takip birimine gönderilir. Sigorta şirketinin yükümlülüğünü sigorta poliçesinde belirtilen teminat tutarında yerine getirmesi ve teminat tutarından fazla bir Kurum giderinin söz konusu olması halinde arta kalan Kurum giderinin kusur oranı nispetinde kusurlu kişiden tahsiline yönelik MOSİP sistemi üzerinden olaya sebebiyet veren kusurlu kişi adına da borç oluşturularak üst yazı ekinde muhasebe takip birimine gönderilir.

Yukarıda da belirtildiği üzere, tahsilatı yapacak olan muhasebe takip birimleri, il müdürlüğünün örgütlenme yapısına bağlı olarak, mali hizmetler sosyal güvenlik merkezi altında ayrı bir birim olabileceği gibi, il müdürlüğünün takdirine göre takip işlemlerini yürüten “Rücu İşlemleri Alt Servisi” içerisinde de yer alabilecektir. Muhasebe takip birimi, Hukuk Müşavirliğinin Hukuk Uygulamaları Yazılım Projesi İcra Programı konulu 2013/2 sayılı Genelgenin rücuen tazminat dosyalarına ilişkin işlemler dokuzuncu başlığı uyarınca, gerekli hazırlayıcı ve düzenleyici işlemleri yapacaklardır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun zamanaşımını düzenleyen 109. maddesinde yer alan “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmü gereğince, 2918 sayılı Kanuna tabi rücu işlemleri açısından bugüne kadar belirtilen sürelerde rücuya ilişkin takip başlatılmamış ise zamanaşımına uğramış olacaktır.

6111 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 25.02.2011 tarihinden önce ya da sonra olayın trafik kazası olduğuna dair sağlık raporu, tutanak veya kanıtlayıcı diğer resmi belgeye dayanarak ilgili servis tarafındanrücuya ilişkin takip başlatılmış, ancak kazaya ilişkin trafik kaza tespit tutanağı veya trafik kazası geçirdiğine dair kanıtlayıcı belge yok ise “Rücu İşlemleri Alt Servisi” tarafından sigortalıdan bu belgeleri Kuruma ulaştırması talep edilecektir. Bu bilgi ve belgelerde yer alan kazaya ilişkin sorumluluk ve kusur oranlarını dikkate alarak rücu işlemleri devam ettirilecektir.

– 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 82. ve 83. maddelerinde “Yalnız maddi hasar meydana gelen kazalarda, kazaya dâhil kişilerin tümü, yetkili ve görevli kişinin gelmesine lüzum görmedikleri taktirde, bunu aralarında yazılı olarak saptamak suretiyle kaza yerinden ayrılabilecekleri ve karayollarında meydana gelen ve yalnız maddi hasarla sonuçlanan trafik kazalarında tarafların anlaşması halinde ve fiil başka bir suç oluşturmuyorsa adli kovuşturma yapılmayacağı ve Türk Ceza Kanununun 565. maddesi hükmünün uygulanmayacağı hususu düzenlemiştir. Bu hükme istinaden, meydana gelen trafik kazası sonucu taraflar anlaşma yoluyla maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı düzenlemişler ise,  yalnız maddi hasar meydana geldiği ve herhangi bir yaralanma ya da iş göremezlik durumunun olmadığı kabul edilir. Ancak, maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı düzenlenmesine rağmen sigortalıya geçici iş göremezlik belgesi de verilmiş ise iş göremezlik ödeneği ödenecek, fakat akabinde kaza sonucu tarafların düzenlemiş olduğu maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı ve iş göremezlik belgesi ile ödenek ödendiğine dair eki belge,  2918 sayılı Kanun uyarınca yetkili kılınan Karayolları Genel Müdürlüğü teşkilatı il ve ilçe kuruluşlarında yer alan ilgili birimlere ünitece resmi yazıyla gönderilecektir.

– Trafik kazasının meydana gelmesinde kastı veya suç sayılır hareketi ile olaya sebebiyet veren kişilere yapılacak rücuen tazminat talebi ile sigortalının kusuru nedeniyle yapacakları kesinti tutarlarına esas oluşturacak kusur oranlarının belirlenmesinde ünitelerde sorunlar yaşandığı bilinmektedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre düzenlenen trafik kaza raporlarında kazaya karışanların kusur oranları belirtilmemekte, yayalar ve sürücüler için “asli kusurlu” veya “tali kusurlu” ifadeleri kullanılmaktadır. Trafik kazası sonucu geçici iş göremezliğe uğrayan sigortalılara ödenecek geçici iş göremezlik ödeneğinden sigortalıların kusurları oranında indirim yapıldığından, söz konusu kusur oranları;

Olayın mahkemeye intikal etmiş olması durumunda mahkeme kararında, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurlarınca düzenlenen raporlarda, varsa sigorta eksperlerinin düzenlemiş olduğu raporlarda, belirlenen oranlarda,

Olayın mahkemeye intikal etmediği ve kusur oranının hiçbir şekilde tespit edilemediği durumlarda ise, “Asli kusur” için 6/8, “Tali kusur” için 2/8 oranı dikkate alınacaktır. 6/8 kusur oranı % 75 e, 2/8 kusur oranı ise % 25 e tekabül etmektedir.

Örnek: Sigortalı trafik kazası geçirmiş olup, kazaya ilişkin trafik kaza tespit tutanağında asli (ağır) kusurlu olarak belirlenmiş ve ödeneğinden Kanunun 22. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre ağır kusur derecesi esas alınarak üçte birine kadar indirim yapılması öngörülmüştür. Bu durumda asli (ağır) kusurlu olması nedeniyle ağır kusur oranı % 75 (6/8) kabul edilip ödeneğinden  % 75 ağır kusur oranının üçte biri oranında % 75/3 = % 25 indirim yapılacaktır. Aynı kazada olaya sebebiyet veren üçüncü kişinin tali kusurlu olduğu belirtilmiş olup, bu hususa kaza tespit tutanağında yer verilmiştir. Bu durumda üçüncü kişinin de Kanunun 21. maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereği sorumluluğu doğmakta ve sigortalıya kesintili ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ile ilgili üçüncü kişiye de kusuru oranında rücu edilmesi gerekmektedir.

Örnek: Sigortalı trafik kazası geçirmiş olup, kaza sonrası iş göremezliğe uğramıştır. Sigortalının almış olduğu geçici iş göremezlik ödeneği miktarı 200 TL dir. Trafik kaza tespit tutanağında sigortalının (ağır) tali kusurlu, olaya sebebiyet veren üçüncü kişinin ise asli kusurlu olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla öncelikle sigortalının ödeneğinden Kanunun 22. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre ağır kusur derecesi esas alınarak üçte birine kadar indirim yapılması öngörüldüğünden  (200*2/8*1/3 = 16,66)  tutarında kesinti yapılarak 183,33 TL tutarında ödeme yapılır. Daha sonra sigortalıya kesintili ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinden asli kusurlu olan üçüncü kişiye Kanunun 21. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca kusuru oranına karşılık gelen miktar  (183,33*6/8 = 137,50) rücu edilir.

Örnekten de anlaşılacağı üzere, trafik kazalarında öncelikle, ağır kusurlu olan sigortalının geçici iş göremezlik ödeneğinden ağır kusur oranı esas alınarak üçte bir oranında kesinti yapılır, daha sonra sigortalıya ödenen ödenek miktarı üzerinden yine kusuru oranında üçüncü kişiden rücu işlemi gerçekleştirilir.

Olası kast, kişinin olayın meydana geleceğini, oluşacağını öngördüğü halde fiili işlemeye devam etmesi hali, bilinçli taksir ( kusur) ise kişinin genel olarak öngördüğü hukuka aykırı neticenin meydana gelmesini istememesi ve gerçekleşmemesi için gerekeni yapması durumudur. Trafik kazalarının oluş şekli ve niteliğine göre olası kast ve bilinçli taksir durumları ceza hukuku ilkelerine göre değerlendirilebilmekle birlikte, 5510 sayılı Kanuna göre yürütülecek rücu işlemlerinde eğer olaya ilişkin mahkeme kararı yok ise trafik kaza tutanağı ve kamu kurum ve kuruluşlarının görevleri gereği düzenlediği tutanaklar veya belgeler gereği Kanunun 22. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre kasıt durumuna ilişkin hükmünün uygulanması gerekmektedir.

Örnek: Sigortalı trafik kazası geçirmiş olup, kazaya ilişkin trafik kaza tespit tutanağı ve eki resmi belgelerde sigortalının alkollü olduğu tespit edilmiştir. Kaza sonrası iş göremezliğe uğrayan sigortalının hak ettiği geçici iş göremezlik ödeneği miktarı 200 TL’dir. Alkollü araç kullanarak kazaya sebebiyet veren sigortalı hakkında Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre, kasti hareketi nedeniyle iş göremezliğe uğradığının kabul edilmesi halinde, Kanunun 22. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre hak ettiği geçici iş göremezlik ödeneği yarısı tutarında 100 TL ödenir. Alkollü araç kullanarak zarara sebebiyet verenin, üçüncü kişi durumunda olması halinde ise, yüzde yüz kusurlu kabul edilerek, rücu edilecek olan tutar geçici iş göremezlik ödeneğinin tamamı olan 200 TL’dir.

Benzer şekilde ehliyetsiz araç kullandığı tespit edilen kişiler için benzer olayda kasıt unsurunun gerçekleştiği kabul edilmesi halinde Kanunun 22. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen oranda (yarısı) kesinti yapılacaktır.

Sürücülerin alkollü ya da ehliyetsiz araç kullandığı ve kazaya sebebiyet verdiği tespit edilmişse, trafik kaza tespit tutanağı ve eki resmi belgelere dayanılarak yukarıdaki örnekte belirtildiği üzere rücu işlemi yapılır. Ölümlü ya da yaralanmalı trafik kazalarında olayın adli makamlara intikal ettiği göz önüne alındığında, savcılık raporu ya da bilirkişi raporuna dayanılarak hazırlanmış olan rapora dayanak mahkeme kararlarında, kesinti yapılan tutarlardan ve oranlardan farklı bir karara varılmış ise rücuya esas tahsilat tediye işlemleri düzeltilerek yapılmalıdır.

Trafik kaza tespit tutanağında asli ya da tali kusur şeklinde bir ibarenin yer almayıp 2918 sayılı Kanunun ilgili maddelerinin yazılması halinde atıf yapılan maddenin hangi kusur durumuna karşılık geldiği trafik kaza tespit tutanağından kontrol edilerek rücu işlemleri yapılmalıdır.

Bir diğer durum ise herhangi bir kusur oranına ya da Karayolları Trafik Kanununa atıf yapılmayıp sadece olayın oluş şeklinin açıklanmasıdır. Olayın mahkemeye intikal etmediği ve kusur oranının hiçbir şekilde tespit edilemediği, ayrıca Rücu İşlemleri Tespit Komisyonu tarafından da kusur oranının tespit edilemediği durumlarda dosyanın evvelinde kim tarafından incelendiğine bakılarak kusur oranının tespit edilmesi için dosya Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilmiş görevlilerine gönderilecektir. Evveliyatı yoksa; iş kazası ve meslek hastalığı sigortası kapsamındaki olaylarla ilgili olarak 2013/31 sayılı Genelge hükümlerine göre işlem yapılacak olup, diğer sigorta kolları kapsamındaki olaylarla ilgili olarak dosya sosyal güvenlik denetmenlerine gönderilecektir.

– Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 44. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde “Ceza sorumluluğu olmayanlar hariç, ağır kusuru yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan veya hastalanan sigortalının, mahkeme kararı, denetim, soruşturma ve kontrol raporları, ünite kararı, hekim raporu, kamu kurum ve kuruluşlarının görevleri gereği düzenlediği tutanaklar veya belgelerde belirlenen kusur derecesinin üçte biri oranında Kurumca eksiltilerek ödenir. Ancak kusur derecesinin bilgi ve belgelerde yer almaması hâlinde yüzde beş oranında Kurumca eksiltilir.” Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise “….  Sigortalının, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kurallara uymaması, tehlikeli olduğu veya hastalığa sebep olacağı bilinen bir hareketi yapması, yetkili kimseler tarafından verilen emirlere aykırı hareket etmesi, açıkça izne dayanmadığı gibi, hiçbir gereği veya yararı bulunmayan bir işi bilerek yapması ve yapılması gerekli bir hareketi savsaması, ağır kusuruna esas tutulur.”  hükmü yer almaktadır.

Trafik kazalarında, sigortalının geçici iş göremezlik ödeneğinden, kusur derecesinin bilgi ve belgelerde yer almaması ve ikinci fıkrada belirtilen ağır kusuruna esas tutulacak bir fiil ya da davranışta bulunma durumlarının birlikte var olması halinde yüzde 5 oranında kesinti yapılabilecek, aksi takdirde sigortalının ödeneğinden kesinti yapılmayacaktır.

Kanunun “Süresinde bildirilmeyen sigortalılıktan doğan sorumluluk” başlıklı 23. maddesinde  “Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık halleri sonucu ilgililerin gelir ve ödeneklerinin Kurumca ödeneceği,

Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, Kurumca yapılan ve ileride yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarı ile gelir bağlanırsa bu gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri tutarının, 21. maddenin birinci fıkrasında yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirileceği, öngörülmüştür.

Örnek: (4a)kapsamında inşaat iş yerinde 02.01.2014 tarihinde işe başlayan sigortalı 14.1.2014 tarihinde iş kazası geçirmiş olup, 20 (yirmi) günlük istirahat raporu düzenlenmiştir. İş kazasının meydana gelmesinde Kurumun denetim ve kontrol ile yetkili memurlarınca yapılan tahkikat ya da açılan dava sonucu hazırlanan bilirkişi kusur raporu sonucunda işverenin, üçüncü kişinin ve sigortalının olayın meydana gelmesinde kusurlu olduğu saptanmıştır. Sigortalının işe giriş bildirgesi, Kanunun 8. maddesi hükmü gereğince verilmesi gereken sürede verilmeyip, 23.1.2014 tarihinde verilen bir sigortalının 14.1.2014 tarihinde iş kazasına uğraması nedeniyle, Kurumca yapılan ve ileride yapılması gerekli bulunan her türlü masrafın tamamı, 21. maddenin birinci fıkrasında yer verilen işverenin sorumluluk halleri aranmaksızın, işverene rücu edilir. Aynı olayda, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkili memurlarınca yapılan tahkikat ya da açılan dava sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda sigortalı ve üçüncü kişinin sorumluluğu ve ağır kusur/kusur oranı belirtilmiş olsa dahi,  Kanunun 21., 22. ve 76. maddelerinde yer alan sigortalının ve üçüncü kişinin kasıt, kusur, ihmali ve gecikmesine ilişkin hükümler uygulanmayacak olup, Kanunun 23. maddesi uyarınca işverene rücu işlemleri başlatılacaktır.

Diğer bir örnekte ise sigortalının geçirdiği iş kazasının işveren tarafından bildirimi ile ilgili Kanunun 13. maddesine göre;

(4a) kapsamında inşaat iş yerinde 04.01.2014 tarihinde işe başlayan sigortalı 15.02.2014 tarihinde iş kazası geçirmiş ve ağır kusurlu olduğu tespit edilen sigortalıya 15 (onbeş) gün istirahat verilmiştir. İşveren ise bu iş kazasına ait bildirimini 22.02.2014 tarihinde Kuruma bildirmiştir.

Sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği Kanunun 22. maddesinde yer alan ağır kusur durumunun var olması nedeniyle kusur derecesi esas alınarak geçici iş göremezlik ödeneği miktarından kesinti yapılarak ödenmesi ve sigortalıya kusuru oranında kesinti yapılan ödenek miktarından 15.02.2014 tarihi ile işverence bildirimin yapıldığı 22.02.2014 tarihleri arasına ait geçici iş göremezlik ödeneği tutarının tamamı ve Kurumumuzca yapılan tüm masrafların işverenden tahsil edilmesi gerekmektedir.

Burada dikkat edilmesi gereken husus, 22.02.2014 tarihi ve sonrası için sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği tutarı için ise işveren ve üçüncü kişi, mahkeme bilirkişi raporunda ya da Kurumun denetim ve kontrolle yetkilendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tahkikat raporlarında yer alan kusur oranı kadar sorumlu tutulması gerekir.

(C) İSA KARAKAŞ/ÇSGB-SGK BAŞMÜFETTİŞİ/SOSYAL GÜVENLİK VE İŞ HUKUKU BAŞUZMANI/A SNIFI İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI

Paylaşabilirsiniz

One thought on “Örneklerle SGK Trafik kazaları nedeniyle işgöremezlik ödeneğini nasıl ilgilerden almaktadır

  1. 07/12/2015 te kaza yaptım, şahıs bana çarptı ama raporda tüm kusur bana yüklendi. Şahıs ile uzlaştık, SGK bana ve araç zmms şirketine geçici iş göremezlik davası ve sürekli işgöremezlik davası açtı bu parayı zmms ödemek istemiyor ne yapmalıyım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir