Muhasebe Rehberi Vergi Rehberi

Arizi kazançta istisna

Gelir Vergisi Yasası’nın 80’inci maddesinde, aynı yasanın ikinci maddesinde sayılmak suretiyle belirtilen 7’nci gelir unsuru olan diğer kazanç ve iratlardan birincisi ‘Değer artış kazançları’, ikincisi ise ‘arizi kazançlar’dır. Arizi kazanç ile ilgili düzenleme, devamlılığı olmayan kazançları vergilendirmek amacıyla yapılmıştır.
 Bu nedenle arizi kazanç olarak kabul edilen gelirler Gelir Vergisi Yasası’nın 82’nci maddesinde sayılmak suretiyle belirlenmiş bulunmaktadır. Bu gelirler;
* Arizi olarak ticari muamelelerin icrasından veya bu nitelikteki muamelelerde tavassuttan (aracılık etmekten) elde edilen kazançlar,
* Ticari ve zirai bir işletmenin faaliyeti ile serbest meslek faaliyetinin durdurulması veya terk edilmesi, henüz başlanmamış olan böyle bir faaliyete hiç girişilmemesi, ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen hasılatlar,
* Gayrimenkullerin tahliyesi veya kiracılık hakkının devri karşılığında alınan tazminatlar ile peştemallıklar,
Kiracıya ait tesisat ve malların tahliye ve devri sırasında kiralayan veya yeni kiracıya devrinde doğan kazançlar da bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Günümüzde, çoğu kez gayrimenkullerin tahliyesi veya kiracılık hakkının devri karşılığında çeşitli biçimde maddi menfaat sağlanmaktadır. Halk arasında ‘tazminat’, ‘hava parası’ veya değişik adlarla alınan paralar da bu kapsamda dikkate alınmaktadır.
Ancak, ticari faaliyette bulunan bir firmanın (gerçek veya tüzelkişiliğin) kiracısı olduğu gayrimenkulü terk ederken veya kiracılık hakkının devri aşamasında almış oldukları tazminatlar ile yapmış bulundukları tesisat ve malların tahliye ve devir sırasında kiralayana veya yeni kiracıya devri aşamasında elde ettikleri kazançlar ticari kazanç olarak kabul edilmekte ve bu nedenle de ticari kazanç hükümleri çerçevesinde değerlendirilmektedir.
* Arizi olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla tahsil edilen hasılat,
* Gerçek usulde vergiye tabi mükelleflerin terk ettikleri işleri ile ilgili olarak sonradan elde ettikleri kazançlar,
Bu kapsamda zarar yazılan değersiz alacaklar ile karşılık ayrılan şüpheli alacaklar dahildir.
Herhangi bir ticari kazanç sahibinin işini terk etmesinden sonra; ticari faaliyeti sırasında tahsil edemediği bir alacağını değersiz alacak olarak işleme tabi tutumuş ise veya söz konusu alacağını şüpheli alacak olarak kabul ederek karşılık ayırmak suretiyle kayıtlarında izlemiş ve bu alacağını işini terk ettikten sonra tahsil etmiş bulunuyorsa, söz konusu tahsilat arizi kazanç olarak kabul edilecektir.
Gerçek usulde vergiye tabi mükelleflerin terk ettikleri işleriyle ilgili olarak sonradan elde ettikleri bu tür kazançların tamamı vergiye tabidir. Ancak bu tür kazançlarda belge ile kanıtlanabilen giderler indirim konusu yapılabilmektedir.
* Dar mükellefiyete tabi olanların Türkiye ile yabancı ülkeler arasında arizi olarak yapmış oldukları ulaştırma işlerinden elde ettikleri kazançlar,
Bu kapsamda bir faaliyetin arizi olarak yapılmasından anlaşılması gereken, söz konusu faaliyetin süreklilik arz etmemesidir. Dar mükellefiyete tabi olanların Gelir Vergisi Yasası’nın 45’inci maddesinde yer alan ulaştırma işlerini arizi olarak yapmaları halinde elde ettikleri kazançlar arizi kazanç olarak dikkate alınmaktadır.
Dolayısıyla Gelir Vergisi Yasası’nın 45’inci maddesine göre dar mükellefiyete tabi olanların Türkiye ile yabancı ülkeler arasında yaptıkları ulaştırma işlerinden elde ettikleri kazançlar Kurumlar Vergisi’ne tabi yabancı ulaştırma kurumlarının kazançlarının belirlenmesine yönelik esaslara göre tespit edilmektedir.
Kurumlar Vergisi Yasası’nın 23’üncü maddesine göre yabancı ulaştırma kurumlarının vergiye tabi kazançları aynı maddenin 2’nci bendinde yer alan emsal nispetlere göre hesaplanmaktadır.
Yasal düzenleme gereği olarak dar mükellefiyete tabi olanların Türkiye ile yabancı ülkeler arasında arizi olarak yaptıkları ulaştırma işlerinden elde ettikleri kazançlarda, herhangi bir istisna söz konusu olmayıp safi kazanç olarak belirlenen miktarın tamamı Gelir Vergisi’ne tabidir.
Diğer yandan arizi olarak elde edilen ticari kazanç ile serbest meslek kazancının, kiracılık hakkının devri ile gayrimenkullerin tahliyesi karşılığı alınan tazminatlar, ticari veya zirai bir işletmenin faaliyeti ile serbest meslek faaliyetinin durdurulması veya terk edilmesi halinde alınan ve sağlanan menfaatlerin 2010 yılında 18.000 TL’si vergiden bağışıktır. Ancak bu bağışıklık henüz başlanmamış olan ticari, zirai veya mesleki bir faaliyete hiç girişilmemesi karşılığında elde edilen hasılat için uygulanmamaktadır.
Yasa maddesinde yer alan ‘hasılat’ ifadesi alınan para ve ayınlarla diğer suretlerle elde edilen ve para ile temsil edilebilen menfaatleri ifade etmektedir.
Kaynak:Veysi SEVİĞ/Referans/20.07.2010
Paylaşabilirsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir