Genel

Şirket bölünmelerinin yeterlilik kriterlerine, yasaklılık durumuna ve sözleşmenin devrine etkisi

Şirketlerin yapısal değişiklikleri kapsamında şirket bölünmelerinde bölünen şirkete ait yeterlilik kriterleri ile bölünen şirketin yasaklı olması durumunda, aktif ve pasifi devralan şirketin, bölünen şirketin yasaklılık süresi boyunca kamu ihalelerine katılıp katılamayacağı, bölünme işlemi sonucunda bölünme sözleşmesine konu işletmeyi devralan şirketin 4735 sayılı Kanunun 16 ncı maddesi uyarınca ilk ihaledeki koşulları sağlayıp sağlamayacağı ve bu tür işlemlerde idarenin onayının alınmasının gerekip gerekmediği hususlarında görüş talep edilmektedir.

 

Ticari hayattaki gelişmelere paralel olarak son dönemde şirket bölünmeleri konusu önem kazanmıştır. Bölünme, çok büyüyen ve çekirdek işletme konusundan uzaklaşan şirketlerin ana konularına dönebilmelerine ve bu şekilde uzmanlaşmalarına olanak sağlayan bir yol olarak ifade edilebilir. Bunun yanı sıra şirket sahibi sağlığında mirasçılarının ortaklığı sürdüremeyeceklerine inanıyorsa şirketini bölmek suretiyle, mirasçılardan her birine ayrı bir şirket düşmesini sağlayabilir. Ayrıca bölünme sayesinde halka açılmak isteyen şirketlerin bir kısım varlıkları şirket dışına çıkararak yalnızca paylaşılması düşünülen varlıklar ile halka açılması sağlanabilir. Yine uygulamada en sık karşılaşılan bölünme nedeni olarak, belirli bir iktisadi sermaye ve deneyime sahip şirketlerin uzmanlaşma yoluna gitmenin yanı sıra kendilerine bir finansör ortak bulma hususu gösterilebilir. Görüldüğü üzere bölünme müessesinin birçok uygulama alanı olup bu işlem mali, iktisadi veya teknik nedenlerle gerçekleşebilmektedir.

Türk Ticaret Kanununda ticaret şirketlerinin bölünmesine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamakla birlikte, “Bölünme” kavramı mevzuatımıza ilk kez, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda 4684 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucunda girmiş, Kurumlar Vergisi Kanununun 38 inci ve 39 uncu maddelerinde, şirketlerin bölünmesi durumunda uygulanacak vergi hukuku kuralları belirlenmiştir. Diğer taraftan, Maliye Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığının ortak hazırladığı “Anonim ve Limited Ortaklıkların Kısmî Bölünme İşlemlerinin Usul ve Esaslarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”de bölünme işlemlerine ilişkin usul ve esaslara yer verilmiştir.

Uygulamada bölünme işlemi, bölünme usulü veya malvarlığı devri kriterine göre ayrıma tabi tutulmaktadır. Bölünme usulüne göre bölünme işlemi, devir suretiyle bölünme, yeni şirket kurma suretiyle bölünme ve karma bölünme olarak gerçekleşmektedir. Malvarlığı devri kriterine göre ise bölünme işlemi, tam bölünme veya kısmi bölünme olarak gerçekleşmektedir.

Tam bölünme, bir sermaye şirketinin infisah ederek ortadan kalkması ve şirketin bilanço kalemlerinin iki veya daha fazla yeni kurulan yahut var olan şirkete paylaştırılmasını kısmi bölünme ise, sermaye şirketinin malvarlığının bir veya birden fazla bölümünün bölünen şirketin sona ermesine neden olmayacak şekilde diğer sermaye şirketi ya da şirketlerine devredilmesini ifade etmektedir.

Tam bölünmede, bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerin paylarını ve haklarını iktisap edecektir. Kısmî bölünmede ise, bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerin paylarını ve haklarını iktisap edecek veya bölünen şirket, devredilen malvarlığı bölümlerinin karşılığında devralan şirketlerde ortaklık payları ve hakları elde edecek ve bu suretle yavru şirket oluşturacaktır.

 Diğer taraftan, genel olarak bölünme işlemlerinin özelliklerine bakıldığında, bu tür işlemlerde külli halefiyet ilkesi geçerli olup, devralan şirket devraldığı tüm aktif ve pasiften sorumlu olmaktadır. Ayrıca, tam bölünmede bölünen şirket tasfiyesiz sona ermektedir. Bu itibarla, bölünme işleminde de aynen birleşme işleminde olduğu gibi malvarlığı ve hukuki ilişkilerin kendiliğinden devri tam bölünme açısından ise tasfiyesiz sona erme ilkeleri geçerliliğini korumaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamalar ve Kamu İhale Kurulunun birleşme işlemlerine ilişkin 2009/DK.D-143 sayılı Kararı ve birleşme işlemlerinde sözleşmenin devrinde idarenin onayının aranıp aranmayacağına ilişkin 2010/DK.D-58 sayılı Kararı ile bölünmenin aslında birleşme işleminin tersi yönde gerçekleşen bir hukuki işlem olduğu dikkate alındığında, bölünme işleminde de bölünme sözleşmesi çerçevesinde yer alan alacak, borç ve haklar için külli halefiyet ilkesinin geçerli olacağı  bölünen ortağa ait ve bölünme sözleşmesi kapsamında yer alan bütün hukuki ilişkilerin bölünme sözleşmesinin tarafı diğer şirket ya da şirketlere kendiliğinden geçeceği sonucuna varılmıştır.

            Açıklanan gerekçe ve nedenlerle;

1-     Bölünme sözleşmesinde yer verilen ve bölünmeye esas teşkil eden alan faaliyet alanlarına ilişkin iş deneyim belgelerinin, o faaliyet alanına ilişkin işletmeyi devralan şirkete geçeceğine,

2-     Bilanço ve ciroya ilişkin yeterlilik kriterinin sağlanmasında, bölünen şirkete ait geçmiş yıl bilanço ve cirolarının bölünme işlemine taraf bütün şirketler tarafından ayrı ayrı (müstakil olarak) kullanılabileceğine,

3-     Bilanço ve ciroya ilişkin yeterlilik kriterinin sağlanmasında, bölünme işleminin gerçekleştiği yıla ait bilanço ve ciro değerlerinin kullanılmasında, ilgili mevzuatına göre bölünme işlemine taraf şirketlerin faaliyet alanına dayalı olarak ayrıştırılma yapılması durumunda bu değerlerin devralan şirket ya da şirketlerce kullanılabileceğine,

4-     Bölünme sözleşmesine konu ve bu sözleşme kapsamında yer alan faaliyet alanında görev yapmış anahtar teknik personelin bölünen şirkette geçirdiği sürenin devralan şirket ya da şirketlerde geçmiş sayılacağına,

5-     Bölünen şirketin kendisinin yasaklı olması durumunda bu şirketin yasaklılık süresi boyunca, devralan şirketlerin ihalelere katılamayacağına,

6-     Bölünen şirketin pay sahibi olup da, bölünme işlemi sonucunda devralan şirket ya da şirketlerde yarıdan fazla pay sahipliği sıfatını kazanan ortak olunması durumunda, devralan bu şirket ya da şirketlerin bu ortağın yasaklılık süresi boyunca ihalelere katılamayacağına,

7-     Bölünme işlemlerine taraf şirketlerin bu işlemlerle ilgili belge ve bilgilerini ihalelere katılımda teklifleri kapsamında sunmasına; idarelerce bu şirketlerin sunduğu belgelerdeki bilgilerin değerlendirilmesi ve yasaklılık teyidinin de bölünen şirketler ve ihaleye katılan aday/ istekli ile bu isteklinin yarıdan fazla hissesine sahip kişiler dikkate alınarak yapılmasına,

8-     İhale sürecinin devam ettiği aşamada ihaleye teklif vermiş ve yeterlilik kriterlerini sağlayan aday/isteklinin, ortak girişim olarak teklif sunan istekliler için de geçerli olmak üzere, tam veya kısmi bölünmesi durumunda,  faaliyet alanına ve bölünme sözleşmesinde yer alan işletme ve unsurlara göre değerlendirilme yapmak koşuluyla bölünme sözleşmesinin tarafı olan şirketin teklifi olarak kabul edilerek, idarelerce değerlendirmeye alınmasına,

9-     Devam eden sözleşmelere ilişkin olarak, yüklenicinin bölünme işlemi sonucunda ve bölünme sözleşmesi kapsamında devrettiği sözleşmenin devralan şirket tarafından yürütüleceğinin idareye bildirilmesi gerektiğine,

10- Kararda yer alan hususlara ilişkin olarak Kamu İhale Genel Tebliğinde düzenleme yapılmasına,

Oyçokluğu ile karar verildi.

KAMU İHALE KURULU KARARI

 

 

Karar Tarihi              : 12.11.2010

Karar No                   : 2010/DK.D-181

Paylaşabilirsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir