Genel Sağlık Sigortası SGK Emeklilik Yargı Kararları

Emekli Sandığı emeklisi olan davacının,serbest diş hekimine yaptırdığı diş tedavisine ait fatura bedelinin ödenmeyen kısmının ödenmesi istemiyle HANGİ MAHKEMEDE dava AÇABİLİR?

ÖZET: Emekli Sandığı (Devredilen) emeklisi olan davacının,serbest diş hekimine yaptırdığı diş tedavisine ait fatura bedelinin ödenmeyen kısmının ödenmesi istemiyle açtığı davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

K A R A R

Davacı: N.B.

Davalı: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Vekilleri: Av. N.G.(İdari Yargıda)

Av. M.Ş. (Adli Yargıda)

O L A Y: Davacı özetle; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Etimesgut Sosyal Güvenlik Merkezinde memur olarak görev yaptığını, 05.02.2009 tarihinde sevk alarak Ayaş Devlet Hastanesinde diş muayenesi olduğunu, söz konusu hastanede 90 gün içerisinde diş tedavisi ve protez yapılamadığından özel diş hekimine sevk edildiğini, burada yapılan 15.04.2009 tarihli muayene ve tedavi giderlerinin kendisine ödenmesi için faturalarını dilekçesi ekinde Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğüne sunduğunu, kurumun cevabi yazı ile bu talebi reddettiğini belirterek, 5.409,00 TL tutarındaki diş tedavi giderinin kendisine ödenmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 5.İdare Mahkemesi; 26.11.2009 gün ve E:2009/838, K:2009/1710 sayı ile özetle, 506 sayılı Kanun kapsamında tedavi giderlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların önceden beri adli yargı yerlerinde görülüp çözülmekte iken, 5510 sayılı Kanun ile 506 sayılı Kanun hükümleri yürürlükten kalkmakla birlikte 01.10.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunundan doğan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünde de iş mahkemeleri görevli bulunduğundan bahisle, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin 1/a bendi uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karara vaki yapılan itiraz başvurusu üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesi 09.06.2010 gün, E:2010/1154, K:2010/4622 sayı ile özetle, itirazın reddine karar vermiş ve karar bu şekilde kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 17.İş Mahkemesi; 04.05.2011 gün ve E:2009/1093, K:2011/139 sayı ile özetle, davanın kabulüne karar vermiş olup, davalı idarenin temyiz başvurusu üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi; 03.04.2012 gün ve E:2011/14006, K:2012/6573 sayı ile özetle,davacının tedavisinin yapıldığı 15.04.2009 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumunda memur olarak çalışıldığının anlaşıldığı, tedavisinin yapıldığı tarih itibariyle sağlık sigortası açısından 5510 sayılı yasa kapsamında bulunmayıp, 5434 sayılı yasa kapsamında olduğu gözetildiğinde davaya konu uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girdiğinden bahisle davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek hükmün bozulmasına karar vermiştir.

Ankara 17.İş Mahkemesi; 11.12.2012 gün ve E:2012/421, K:2012/880 sayı ile özetle, Yargıtay bozma ilamına uyarak, uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girdiğinden bahisle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 04.02.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Kanun’un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece idari yargı dosyası da temin edilmek suretiyle mahkememize gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, 64.322.102 sicil numarası ile memur olarak görev yapan davacının, serbest diş hekimine yaptırdığı muayene ve tedavi gideri olan 5.409,00 TL tutarındaki fatura bedelinin ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun davalı idarece reddedilmesi üzerine, 5.409,00TL’nin ödenmesi istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Etimesgut Sosyal Güvenlik Merkezinde memur olarak görev yaptığı, 05.02.2009 tarihinde sevk alarak Ayaş Devlet Hastanesinde diş muayenesi olduğu, söz konusu hastanede 90 gün içerisinde diş tedavisi ve protez yapılamadığından özel diş hekimine sevk edildiği, burada yapılan 15.04.2009 tarihli muayene ve tedavi giderlerinin kendisine ödenmesi için faturalarını dilekçesi ekinde Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğüne sunduğu, kurumun cevabi yazı ile bu talebinin reddedildiği,buna istinaden 5.409,00 TL tutarındaki diş tedavi giderinin kendisine ödenmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

31.5.2006 tarih ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Kanunlar kapsamındaki hizmet akdine göre ücretle çalışanlar (Sosyal Sigortalılar), kendi hesabına çalışanlar (Bağ-Kur’lular), tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar (Tarım Bağ-Kur’luları), tarım işlerinde ücretle çalışanlar, (Tarım sigortalıları), devlet memurları ve diğer kamu görevlilerini (Emekli Sandığı İştirakçileri), geçici maddelerle korunan haklar dışında, sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri yönünden yeni bir sisteme tabi tutmuş, beş farklı emeklilik rejimini aktüeryal olarak hak ve hükümlülükler yönünden tek bir sosyal güvenlik sistemi altında toplamıştır. 5510 sayılı Kanunun iptali amacıyla açılan davada Anayasa Mahkemesi, 15.12.2006 tarih ve E: 2006/111, K: 2006/112 sayılı kararıyla, anılan Kanunun birçok maddesi ile birlikte, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine tabi olarak görev yapmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlilerini diğer sigortalılarla aynı sisteme tabi kılan (başta 4/c maddesi) hükümlerin iptaline karar vermiş; bu karardan sonra kabul edilen 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanunla 5510 sayılı Kanunda düzenlemeler yapılmış ve anılan Kanuna eklenen Geçici 1 nci ve Geçici 4 ncü maddelerle, 5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinden önce 5510 sayılı Kanunun 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanlar (memurlar ile diğer kamu görevlileri) ile bunların dul ve yetimleri hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı hüküm altına alınmıştır. 5754 sayılı Kanunun kimi hükümlerinin iptali istemiyle açılan dava Anayasa Mahkemesi’nin 30.3.2011 tarih ve E: 2008/56, K:2011/58 sayılı kararı ile reddedilmiştir.

5510 sayılı Kanunun 101 nci maddesinde yer alan “…bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür.” bölümünün iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi, 22.12.2011 tarih ve E: 2010/65, K: 2011/169 sayılı kararıyla (RG. 25.1.2012, Sayı: 28184) davayı redle sonuçlandırmakla birlikte; söz konusu kararın Mahkememiz önündeki uyuşmazlığa ışık tutacak şekilde şu gerekçeye dayandırmıştır: “…5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, evvelce olduğu gibi 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacaklar ve bunların emeklileri bakımından da aynı Kanun hükümleri uygulanmaya devam edecek; ancak 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlileri olarak çalışmaya başlayanlar ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacak ve haklarında 5434 sayılı Kanun değil, 5510 sayılı Kanun’un öngördüğü kural ve esaslar uygulanacak; ihtilaf halinde de adli yargı görevli bulunacaktır. 5754 sayılı Kanunun yürürlüğüyle birlikte, artık Sosyal Sigortacılık esasına göre faaliyet gösteren ve yaptığı, tesis ettiği işlem ve muameleler idari işlem sayılamayacak bir sosyal güvenlik kurumunun varlığından söz etmek gerekli bulunmaktadır. 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçisi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanun’a göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden ise Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tesis edeceği işlem ve yapacağı muameleler idari işlem niteliğini korumaya devam edecek, bunlara ilişkin ihtilaflarda da evvelce olduğu gibi idari yargı görevli olmaya devam edecektir. Bu bakımdan 5510 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra, prim esasına dayalı yani sistemin içeriği ve Kanun kapsamındaki iş ve işlemlerin niteliği göz önünde bulundurulduğunda, itiraz konusu kuralla, yargılamanın bütünlüğü ve uzman mahkeme olması nedeniyle Kanun hükümlerinin uygulanması ile ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümünde iş mahkemelerinin görevlendirilmesinde Anayasa’ya aykırılık görülmemiştir. Ancak, yukarıda açıklandığı üzere 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce statüde bulanan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından doğan idari işlem ve idari eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevinin devam edeceği açıktır…”

Yukarıda sözü edilen mevzuat hükümlerinin ve Anayasa Mahkemesi kararının birlikte değerlendirilmesinden, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, daha önce olduğu üzere 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacakları gibi bunların emeklilikleri bakımından da aynı Kanun hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği; ancak, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayanların ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacağı ve haklarında 5434 sayılı Kanunun değil 5510 sayılı Kanunun öngördüğü kural ve esasların uygulanacağı dolayısıyla ihtilafların da adli yargı yerinde çözümleneceği açıktır.

Kaldı ki; T.C. Anayasası’nın 158.maddesindeki “…diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır ” hükmü uyarınca Anayasa Mahkemesi kararının bu uyuşmazlığın çözümünde esas alınacağı tartışmasızdır.

Bu durumda, 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanuna göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunca tesis edilen işlem ve yapacağı muamelelerin “idari işlem” ve “idari eylem” niteliğini korumaya devam edeceği, dolayısıyla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında bulunan, 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce emekli sandığı iştirakçisi olan davacı tarafından açılan davanın, görüm ve çözümünün idari yargı yerinde görüleceği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Ankara 5. İdare Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin 26.11.2009 gün ve E:2009/838, K:2009/1710 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 04.02.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:

ESAS NO: 2013/131

KARAR NO: 2013/247

KARAR TR: 04.02.2013

(Hukuk Bölümü)

Paylaşabilirsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir