SGK İşveren Rehberi

(şoför istihdam eden araç sahipleri dikkat!) 3bin 800 lira ödememek için

Son günlerde ticari taksi ve minibüs sahiplerini bir kaygı bürüdü.Kaygının sebebi, SGK tarafından kendilerine veya meslek odalarına gönderilen uyarı yazıları. Söz konusu yazılarda, şoför olarak çalıştırdıkları kişileri 1 Kasım 2010’a kadar SGK’ya bildirmeleri gerektiği vurgulanıyor.Esasında konu yeni değil. Uzun süredir, taksi ve şehir içi minibüs şoförlerinin sosyal güvenlik açısından kayıt altına alınması çalışmaları devam ediyordu. Nitekim şoför çalıştıran ticari araç sahibi ile bir fabrika sahibi arasında ‘işverenlik’ anlamında bir fark bulunmuyor. Buna göre günün belli saatlerinde veya haftanın belli günlerinde aracını şoföre veren ticari araç sahibi, SGK mevzuatı açısından işveren olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla bu kapsamdaki araç sahiplerinin zaten şimdiye kadar çalıştırdıkları şoförleri SGK’ya bildirmeleri gerekiyordu. Bugünlerde SGK’nın yaptığı, geciken bu yükümlülüklerin bir an önce yerine getirilmesini sağlamaktan ibaret. Öte yandan bütün ticari taksi veya minibüs sahiplerini işveren olarak görmek de mümkün değil. Zira uygulamada pek çok ticari plaka sahibi, aracını/plakasını kendisi işletmek veya şoföre vermek yerine kiralamayı tercih ediyor. Dolayısıyla aracını gerçek kişi ya da herhangi bir şirkete kiralayan araç sahibi, işveren sayılmayacaktır.

Aracını kiralamaksızın şoför istihdam eden araç sahipleri için ise tek yol, bir an önce çalıştırdıkları şoförleri SGK’ya bildirmek. Aksi halde kurum tarafından resen işyeri ve sigortalı tescili yoluna gidilecektir ki bu da idari para cezalarının uygulanması anlamına geliyor. Uygulanacak cezalar, bildirimin geç yapılması veya SGK tarafından tespit yapılması durumuna göre değişiyor. Araç sahibi 1 Kasım 2010’dan sonra bildirim yaparsa karşılaşacağı cezalar;

·           İşyeri bildirgesini zamanında vermediği için bir asgari ücret tutarında (760,5 TL),

·           Sigortalı işe giriş bildirgesini zamanında vermediği için de yine bir asgari ücret tutarında ceza ödeyecekler.

Araç sahipleri kendileri bildirim yapmaz da SGK tarafından tespit yapılırsa, bu kez uygulanacak cezaların toplamı 3.800 liraya kadar çıkacaktır.

Prim günüm doldu, yine de sigortalı olmam gerekiyor mu?

Soru: Sadettin Bey, ben 01.06.1974 doğumluyum. 25.09.2010’da işten çıktım. Toplam primim 6.445 gün fakat 20 yıl sigortalılık sürem henüz dolmadı. Sigortalılık süresini doldurmak için yine bir işyerinden sigortalı olmak zorunda mıyım? Özlem Metin Celbiş

Cevap: Özlem Hanım, sigortalılık süresi, sizin ilk defa sosyal güvenlik kapsamında çalışmaya/prim ödemeye başladığınız tarihten bugüne kadar geçen süredir. Bu sürenin hesabına çalışılmayana veya prim ödenmeyen süreler de dahildir. Yani sigortalılık süresi şartını doldurmak için illa da çalışmak zorunda değilsiniz. Prim gününüz dolduğuna göre, çalışmadan da emekliliğinizi bekleyebilirsiniz.

Kendi isteğiyle işten ayrılan işsizlik sigortasından yararlanır mı?

Soru: Sadettin Bey iyi çalışmalar. Benim birkaç sorum olacak.

1- İşyerinden kendi isteği ile ayrılan bir kişi işsizlik sigortasından yararlanabilir mi?

2- 15 yıl ve 3.600 günü doldurup kıdem tazminatı yazısını SGK’dan alan bir kimse işsizlik sigortasından gene faydalanabilir mi?

3- Sigortalı kendi isteği ile işten çıktığında tazminat yazısı alabilir mi?

Sudi Satılmış

Cevap: Değerli okurum, haklı bir nedene dayanmaksızın kendi isteğiyle işten ayrılan çalışana işsizlik ödeneği verilmez. Yine 15 yıl ve 3.600 gün şartını tamamlayıp, SGK’dan aldığı ‘kıdem tazminatı alabilir’ yazısını işverene vererek işten ayrılan çalışana da işsizlik ödeneği verilmez. Sigortalı, işten ayrılmadan önce ‘kıdem tazminatını alabilir’ yazısını almalı ve işverene vermelidir. İşten ayrıldıktan sonra bu yazının alınması ve işverene verilmesi kıdem tazminatına hak kazandırmaz.

Saadettin ORHAN/Bugün/28.10.10

Paylaşabilirsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir