İşçi Alacak ve Tazminatları SGK Emeklilik

SGK'da sigortalılık çakışması ve çifte emeklilik-2

Sigortalıların aynı anda hem 4/a (eski SSK’lı) hem de 4/b (eski Bağ-Kur’lu)statüde çalışmaları, veya kısaca sigortalılık statülerinde çakışma halinde, hangi sigortalılığın geçerli olacağı sorunu 2008 öncesinde yargı içtihatlarıyla çözülmeye çalışılmıştı. 5510 Sayılı Kanun’un 53. maddesi ile aslında bu yerleşik uygulama yasal statüye kavuşturulmuş oldu. Fakat bu düzenleme, 2926 Sayılı tarım Bağ-Kur sigortalıları için farklı anlamlar taşıyordu. Çünkü 2926 Sayılı Kanun’a tabi tarım Bağ-Kur sigortalılığı, o güne kadar yarı isteğe bağlı sigortalılık niteliğinde kabul ediliyordu. 2926 Sayılı Kanun’a tabi Tarım Bağ-Kur sigortalılığı, diğer sigorta kanunlarına göre çalışmaya başlanılması halinde, bir gün önceden durduruluyordu. 2926 Sayılı Kanun’un bu şekilde uygulanması sigortalıları sonradan mağdur edebilen bir düzenlemeydi. Yıllar öncesinden bir-iki günlük SSK sigortalılığı çıkan çok sayıda tarım Bağ-Kur sigortalısının, hem de tam emeklilik işlemleri sırasında uzun yıllar tutan sigortalılık süreleri iptal ediliyordu.

YENİ DÜZENLEME

5510 Sayılı Kanun’un bu düzenlemesi tarım Bağ-Kur sigortalılığını, diğer statülerle eşitlemiş ve zorunlu sigortalılık niteliği kazandırmıştı. Bu yeni düzenlemenin de kendi içerisinde eleştirilecek yönleri elbette bulunuyordu. Özellikle tarım 4/b sigortalılığının, ziraat odası kaydıyla başlatılan ve bağımsız tarımsal faaliyetin devam edip etmediğini düzenli şekilde kontrol edemeyen bir yapısı mevcut. İşte önceden gelen tarım 4/b sigortalılığının, sonradan başlayan 4/a sigortalılığının önüne geçmesi, bu defa da özellikle çalıştığı işyerinde işkazası geçiren ya da meslek hastalığına tutulan sigortalıların mağdur olmasına yol açıyordu. İki sigortalılık statüsü arasındaki emeklilik koşulları zaten çok farklı
İşte bu sakıncalar nedeniyle, 1 Eylül 2008 tarihinden itibaren 5510 Sayılı Kanun’un 4. ve 53. maddelerinde, daha çok tarım 4/b sigortalılarına yönelik bir düzenleme bekliyorduk. Beklenen değişiklik, 6111 Sayılı Torba Kanun’la hem de çok daha kapsamlı bir şekilde gerçekleşti. 13 Şubat 2011 Tarih 6111 Sayılı Kanun’un 33. maddesi ile 5510 Sayılı Kanun’un 53. maddesi 1. fıkrası değiştirildi. Bir sigortalılının, aynı anda 5510 Sayılı Kanun’un 4/a (eski SSK), 4/b (eski Bağ-Kur) ve 4/c (eski Emekli Sandığı iştirakçiliği)statülerinden en az ikisine tabi olacak şekilde çalışması halinde geçerli olacak sigortalılık statüsü yeniden belirlendi. Buna göre 4/c (eski Emekli Sandığı) statüsüne tabii çalışmanın diğer statülere tabii çalışma ile çakışması halinde, önceden olduğu gibi 4/c statüsünün öncelikli ve geçerli olma durumu devam edecek.

PAZARLIK YAPILIYOR

Ancak 4/a (eski SSK) ve 4/b (eski Bağ-Kur) statüsüne tabii çalışmanın aynı anda gerçekleşmesi, çakışması halinde, artık önceden gelenin geçerli olması ilkesi uygulanmayacak. Çünkü bundan sonra, bu çakışma halinde 4/a statüsünün öncelikli ve geçerli olacağı ilkesi kabul edildi. Bu değişiklik ne anlama geliyor? Bir işyerinde, sonradan hizmet akdine istinaden çalışmaya başlayıp da 4/a (eski SSK)statüsünden sigortalı bildirimi yapılması gerekirken, daha eski bir tarihten gelen ve devam eden 4/b (eski Bağ-Kur)statüsü sigortalılığı gerekçe gösterilerek, sigortalı bildirimi yapılmayan kişilerin, bundan sonra sigorta bildirimlerinin yapılması zorunlu hale geldi. Yasal düzenlemenin gerçekleşmesiyle birlikte, önceden bu sigortalıları bildirim yükümlülüğünden kurtulan işverenler, bir anda yükümlülük altına girmiş oldular. Kısacası bu kişilerin de diğer çalışanlardan bir farkı kalmadı. İşverenlerin, bundan sonra işe yeni işçi almaları sırasında da buna dikkat etmeleri gerekir. Çünkü piyasa koşullarında yeni işçi işe alınırken, verilecek ücretin belirlenmesi sırasında, bu tür özellikli durumlar hep pazarlık konusu yapılıyor. Örneğin 4/b (eski Bağ-Kur) sigortalılığını devam ettiren bir işçi, primlerini kendi yatırdığını gerekçe gösterek, işverenin SGK’ya yatırmaktan kurtulacağı prim tutarını ücretine ilave etmesini istiyor. İşverenler de bu öneriyi çoğu kez kabul ediyor. Özellikle şoförlük gibi meslek odası kaydının devam ettirildiği mesleklerde veya daha önce bir süre kendi adına işyeri açmış marangoz, tesisatçı, elektrikçi v.b. gibi zanaatkar grupta bu türden pazarlıklar sıkça yaşanıyor.

MAĞDUR OLUNABİLİR
İşte iş anlaşmasının yapılması sırasında 6111 Sayılı Torba Kanun’la bu yasal değişikliğe hem işçilerin hem de işverenlerin dikkat etmeleri gerekecek. Çünkü yasa hükmünün sonradan ve geçmişe dönük olarak işletilmesi, hem işverenleri hem de bizzat çalışanları mağdur edebilir. Bu mağduriyetlere biraz örnek verelim. İşverenler, geriye dönük bir inceleme ya da tespit v.b. halinde, bu durumdaki kişilerin geçmişe dönük sigorta primlerini yatırmak ve kaçak işçi çalıştırmaktan dolayı doğacak idari para cezalarını ödemek zorunda kalacaklardır. Çalışanların mağduriyeti ise daha çok sağlık yardımları konusunda oluyor. Çünkü bir başkasına ait işyerinde işçi olarak çalışmaya başlayan, fakat eskiden gelen 4/b (eski Bağ-Kur) primlerini kendisi yatırmaya devam eden kişi, sağlık yardımlarını 4/b statüsü koşullarından almaya devam ediyor. Bu durumda eğer 60 gün ve daha fazla süreli prim borcu varsa, zaten kendisi ve ailesinin sağlık yardımları durduruluyor. Bu durumda da işyerinde işçi olarak çalışıp, bu statüden sağlık yardımı alması yasal hakkı olduğu halde bu hakkından mahrum kalmaktadır. Prim borçlarının olmayıp da 4/b (eski Bağ-Kur) statüsünden sağlık yardımı alabilmesi durumunda bile en azından SGK’dan alması gereken istirahat parası v.b. yardımlardan mahrum kalacaktır.
Celal KAPAN/Yeni ASIR/5.8.2011

Paylaşabilirsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir