Çalışan Genel Sağlık Sigortası

Sağlıkta devrim gibi reform yapılacak

2003 yılından itibaren uygulamaya konulan Sağlıkta Dönüşüm Programının birinci fazında hizmet sunum modelleri geliştirilmiş ve hizmete erişimin önündeki engeller kaldırılmıştır.

Sağlık kuruluşları birleştirilerek ve ücretsiz aile hekimliği sistemine geçilerek hakkaniyetli şekilde hizmet tüm ülke sathına yaygınlaştırılmış ve herkesin hizmete erişimi sağlanmıştır.

2. basamakta yapılan düzenlemelerle ve hastane alt yapılarının güçlendirilmesi ve iyileştirilmesiyle hizmete erişim ve kalite yükseltilmiştir.

Diğer taraftan, sağlık hakkının tamamlayıcısı durumunda olan sağlık güvencesi (sosyal güvenlik hakkı) sağlanmadığı takdirde sağlık hakkına erişimin önündeki engellerin kaldırıldığından söz edilemez. Bu minvalde herkesin sağlık hakkını en geniş şekilde kullanabilmesi için 2006 yılına kadar parçalı ve herkesi kapsayıcı olmayan sosyal güvenlik sistemimiz 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile tek ve herkesi kapsayıcı hale getirilmiştir. Dünya ile kıyasladığımızda bugün en geniş sağlık güvencesi sağlayan ülkeler arasında bulunmaktayız.

Bugün artık, sağlık hizmetlerinde dün yakınma konusu olan konular gündemden kalkmış, kuyruklar değil hasta memnuniyeti ve güvenliği, sağlık hizmetinin kalitesi; aşılama oranlarındaki düşüklükler yerine aşı takvimine yeni aşıların eklenmesi gibi konular ele alınmakta ve uygulamaya konulmaktadır.

Daha iyi bir gelecek için sağlığın geliştirilmesi ve sağlıklı hayat programları, sektörler arası işbirliği için çok yönlü sağlık sorumluluğu, uluslararası alanda ülkenin gücünü artıracak sınır ötesi sağlık hizmetleri ve sağlık turizmi gibi konular üzerinde çalışılmaktadır.

Diğer taraftan sosyodemografik dönüşüm, hızla gelişen teknoloji, sürekli değişen ve artan sosyal ihtiyaç ve talepler, her sistemin sürekli olarak revizyonunu ve iyileştirilmesini gerekli kılar. İdarenin fonksiyonlarından biri olan kontrol aşamasında elde edilen sonuçlara göre sistemde gereken düzeltme ve değişikliklerin yapılması elzemdir. Keza Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine uyum için icap eden düzenlemelerin yapılması da zaruridir. Bu çerçevede, kanun gerektiren alanları tanzim etmek üzere işbu Kanun Teklifi hazırlanmıştır.

Teklif ile;

  1. İlaç ve eczacılık alanında ihtiyaç duyulan bazı düzenlemelerin yapılması ve idari yaptırımların güncellenmesi,
  2. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçiş için yapılan kanuni düzenlemelere bağlı bazı teknik düzeltmelerin yapılması,
  3. Sağlık çalışanlarına karşı şiddetin önlenmesi ve sağlık hizmetlerinin daha iyi, etkili ve verimli yürütülebilmesinin sağlanması,
  4. Nesebin korunmasına yönelik olarak üremeye yardımcı tedavi uygulamalarında donasyon, üreme hücreleri ve embriyonun başkalarında kullanılmaması, taşıyıcı annelik gibi hususların düzenlenmesi ve aykırı davranışlara yaptırımlar getirilmesi,
  5. Tütün ürünlerinin, markanın ve ambalajın cezbedici özellikleri ortadan kaldırılarak tek tip olarak tasarlanmış düz ve standart paket biçiminde piyasaya arz edilmesi ve kapalı dolaplarda, kişilerin doğrudan ulaşamayacağı ve göremeyeceği şekilde satışa sunulması,
  6. Anayasa Mahkemesi kararları ve uygulamada karşılaşılan problemler dikkate alınarak, sözleşmeli aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının çalışma yaş hadleri ve izin hakları ile aile hekimliğine ilişkin bazı hususların düzenlenmesi,
  7. Üremeye yardımcı tedavi (tüp bebek) uygulamalarında genel sağlık sigortası kapsamının genişletilmesi,
  8. Halk sağlığının korunması ve halkın aldatılmaması amacıyla gıdanın etiketi, tanıtımı veya reklâmında kullanılacak sağlık beyanları için Sağlık Bakanlığının uygunluk görüşünün alınması ve farmosötik formdaki takviye edici gıdaların üretim, ithalat, ihracat ve kontrolüne ilişkin usul ve esasların Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunca belirlenmesi,
  9. Tabip ve diş tabiplerinin çalışma izinleri Sağlık Bakanlığınca verilmekte olduğundan, birden fazla tabiplik ve diş tabipliği görevi için meslek odasından izin alınması zorunluluğuna ilişkin düzenlemelerin yürürlükten kaldırılması,

Diğer yandan terör örgütü üyeliği, mensubiyeti veya iltisakl sebebiyle kamu görevinden çıkarılan veya güvenlik soruşturması sonucuna göre kamu görevine alınmayan tabip ve diş tabiplerinin özel mesleki faaliyetlerine ilişkin kurallar (bunların sadece sosyal güvenlik kuruluşu ile sözleşmesi bulunmayan sağlık kuruluşlarında veya muayenehanede çalışabilmesi ve düzenledikleri raporların yargı kararlarına ve idari işlemlere esas alınmaması.) getirilmesi, gibi bazı konularda düzenleme yapılmaktadır.

Bu bağlamda;

I- Halen ecza ticarethanelerinde yalnız eczanelere ve ilaç üreticilerine ilaç satılabilmektedir. Türkiye’de ruhsatlı olmayan veya ruhsatlı olup piyasada bulunmayan ilaçlar, reçeteli olarak şahsi kullanım için Sağlık Bakanlığının izniyle Türk Eczacıları Birliği tarafından (2006 yılından beri) yurtdışından temin edilmektedir.

Bu şekilde tedarikte sıkıntılar yaşanmakta olduğundan, Türk Eczacıları Birliğinin yanında Sosyal Güvenlik Kurumu ve Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görülen kurum/kuruluşlar aracılığı ile şahsi kullanım için yurtdışından ilaç temin edilebilmesine cevaz verilmektedir. Ancak bu şekilde temin edilen ilaçlar için belli bir süre içerisinde ruhsat başvurusu yapılması ve ruhsat alınması zorunlu kılınmıştır.

2- Cezaların zamanında ve gecikmeden tesis edilebilmesi için mahalli mülki idarelere göndermeden Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna da ceza uygulayabilme yetkisi verilmekte ve caydırıcılığı sağlamak üzere fiilin niteliği ve önemine göre para cezalarının alt ve üst sınırı yeniden belirlenmektedir.

3- Yeni düzenlenen Kanunun 11 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre yurtdışından temin edilmiş ilaçlar için ruhsat başvurusunda bulunma süresinin, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte başlayacağı belirtilmektedir.

4- Şirket’ tarafından ecza ticarethanesi açılması durumunda mesul müdür olarak atanacak eczacının şirket ortağı olması şartı, muvazaalı ve sembolik ortaklıklara sebebiyet vermektedir. Kanunda eczacı olmayan kimseler tarafından, eczacı mesul müdür atanmak suretiyle ecza ticarethanesi açılmasına cevaz verildiğine göre, şirketlerin de aynı kurala tabi kılınması uygun olacak ve muvazaalı ortaklıkları ortadan kaldıracaktır.

5- Terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakl yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilerek kamu görevinden çıkarılan veya güvenlik soruşturması sonucuna göre kamu görevine alınmayan tabipler ve diş tabiplerinin meslek icralarına ilişkin kurallar getirilmektedir. Bunların sadece sosyal güvenlik kuruluşu ile sözleşmesi bulunmayan sağlık kuruluşlarında veya muayenehanede çalışabileceği ve düzenledikleri raporların yargı kararlarına ve idari işlemlere esas alınamayacağı öngörülmektedir. Ayrıca Devlet hizmeti yükümlüsü olanların, birinci grup ilçe merkezleri için belirlenen Devlet hizmeti süresi kadar müddetle mesleklerini icra edemeyecekleri belirtilmektedir.

6- Üretimin güncel standartlara uygun olarak teminini sağlamak üzere maddede düzenleme yapılmaktadır.

7- Tıbbî müstahzarların ruhsatlandırma süreçlerinin daha kısa sürede yapılmasını temin etmek üzere ruhsatlandırmaya esas tahlillerin Bakanlıkça yetkilendirilen laboratuvarlarda da yaptırılabilmesine imkân sağlanmaktadır.

8- Beşerî tıbbi müstahzarların yasal tedarik zinciri dışında satış, dağıtım ve pazarlamasını yapanlar veya aracılık edenlere de idari para cezası uygulanması caydırıcılığı artıracaktır.

9- Maddedeki “hastalıkları teşhis ve tedavi” ifadesi, uygulamada hem teşhis hem de tedavi ettiği yönündeki sağlık beyanının birlikte aranmasını zorunlu kılmaktadır. Halbuki yalnızca teşhis veya yalnızca tedavi etme beyanları da tüketiciyi aldatmaktadır. Bu bakımdan cümledeki “ve” bağlacı “veya” şeklinde değiştirilerek tüketicinin aldatılmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.

10- Cezanın amacını ve caydırıcılığı sağlamak üzere maktu para cezası kaldırılarak fiilin mahiyeti ve sonuçlarına göre idari para cezaları yeniden belirlenmektedir.

Buna göre;

  1. Reçetesiz olarak veya eczaneler ile eczane ticarethaneleri dışında ilaç satılmasının,
  2. İlaçların eczanelerle ecza depolarından başka yerlere satılmasının,
  3. İlaç sayılmayan bazı ecza ve kimya ürünlerinin izinsiz ithalinin, bunların izinli

laboratuvarlar dışında üretilmesinin,

ç) Bakanlıkça istenilen fiyat tadilinin yapılmamasının,

  1. Kanunun diğer hükümlerine muhalefetin cezaları yeniden belirlenmektedir.

Ayrıca cezaların zamanında ve gecikmeden uygulanabilmesi için mahalli mülki idarelere göndermeden Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunu da ceza uygulayabilme yetkisi verilmektedir.

II- Tabiplerin birden fazla tabiplik görevi kabul etmeleri için tabip odasından izin almalarına ilişkin düzenlemeler yürürlükten kaldırılmaktadır.

12- Eğitim-öğretim süresi 5 yıl olan eczacılık fakültelerinde eczane stajlarının yapıldığı ve bu stajların takibi, kontrolü, sınavları, etkinliği ve benzeri hususların fakülteler tarafından değerlendirmeye tabi tutulduğu; yardımcı eczacıların çoğunluğunun istihdam edildiği serbest eczaneler tarafından yardımcı eczacı çalıştırmaktan ticari kaygılar nedeniyle imtina edilmesi ve eczacıların yardımcı eczacılık yapabileceği eczane bulmasında uygulamada zorluklarla karşılaşılması sebebiyle yardımcı eczacılıkla ilgili düzenlemeler yürürlükten kaldırılmaktadır.

13- Yardımcı eczacılığın kaldırılmasına bağlı olarak gerekli düzenlemeler yapılmaktadır.

14- Madde ile, Sağlık Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatı için tahsis edilen döner sermaye miktarının her bütçe yılında Cumhurbaşkanı tarafından ihtiyaca göre artırılması hususu düzenlenmektedir.

15- Halen yürürlükteki Kanun hükmü, Sağlık Bakanlığına bağlı Döner Sermaye işletmelerinin saymanlık hizmetlerinin, Maliye Bakanlığınca kurulacak döner sermaye saymanlığı ve Maliye Bakanlığınca atanacak sayman ve saymanlık personeli tarafından yürütüleceğini hükme bağlamıştır. Ancak Sağlık Bakanlığına bağlı döner sermaye işletmelerinin muhasebe hizmetlerinin Bakanlıkça yürütülmesi; Bakanlık tarafından teklif edilen ve Maliye Bakanlığınca uygun görülenlerin ise Maliye Bakanlığı tarafından yürütülebilmesi uygun ve gerekli olduğundan, Kanunda bu yönde değişiklik yapılması öngörülmektedir.

16- Madde ile, Bakanlığın yeni teşkilât yapısının gerektirdiği değişiklik ve atıf düzeltmesi yapılmaktadır.

17- 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanununun 15 inci maddesinde değişiklik yapılarak hukuka aykırı olarak organ ve doku alan, satan, satın alan, satılmasına aracılık eden, saklayan, nakleden veya aşılayan, organ veya doku teminine yönelik olarak ilan veya reklam veren veya yayınlayan kişiler hakkında uygulanacak cezalarda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununa atıf yapılarak kanunlar arasında uyum sağlanmaktadır.

Diğer taraftan üremeye yardımcı tedavi işlemleri kapsamında uygulanabilen donasyon, üreme hücreleri ve embriyonun başkalarında kullanılması, taşıyıcı annelik gibi işlemlere izin verilmediğinden, bu konudaki kuralları ihlal edenlere cezai müeyyideler öngörülmektedir.

18- Halkımızın inançları, değer yargıları ve sosyo kültürü muvacehesinde üremeye yardımcı tedavi işlemleri kapsamında uygulanabilen donasyon, üreme hücreleri ve embriyonun başkalarında kullanılması, taşıyıcı annelik gibi işlemlere izin verilmemekteydi. Ancak son yıllarda bu alanda kamuoyuna yansıyan ihlaller, meselenin mahiyeti ve ehemmiyeti, bu konuda kanuni düzenleme yapılması zaruretini ortaya çıkarmıştır. 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanununa eklenen ek maddeler ile, üremeye yardımcı tedavi uygulamalarına ilişkin kurallar ve yasaklar vazedilmekte, canlıdan organ naklinin; alıcının en az iki yıldan beri fiilen birlikte yaşadığı eşi ile dördüncü dereceye kadar (dördüncü derece dâhil) kan ve kayın hısımlarından yapılabileceği; bunların dışında kalan canlıdan organ nakillerinin Organ Nakli Değerlendirme Etik Komisyonlarının etik açıdan değerlendirmesiyle gerçekleştirileceği öngörülmektedir.

19- Ülkemiz limanlarına uğrayan gemilerin sağlık işlem ve kontrollerinde Kanunda gösterilen lazımelere uymayanlara verilecek idari para cezaları çok yüksek belirlenmiştir. Bu durum, fiil ile cezaların orantılı olması ilkesine aykırı olduğundan madde ile, 2548 sayılı Gemi Sağlık Resmi Kanununun 6 ncı maddesinde değişiklik yapılarak cezalar makul seviyede yeniden tespit edilmekte ve idari para cezalarından, kaptan ve donatanın müteselsilen sorumlu oldukları belirtilmektedir.

20- 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununun ek 158 inci maddesine ilişkin olarak Anayasa Mahkemesince verilen karar muvacehesinde Sağlık Bilimleri Üniversitesinin Mütevelli Heyeti yeniden teşkil edilmektedir.

Ayrıca üniversite kadrolarına yapılacak öğretim üyesi atamalarının Mütevelli Heyetince onaylanması öngörülmektedir.

21- Diş hekimlerinin birden fazla tabiplik görevi kabul etmeleri için tabip odasından izin almalarına ilişkin düzenlemeler yürürlükten kaldırılmaktadır.

22- Tabiplerin birden fazla tabiplik görevi kabul etmeleri için tabip odasından izin almalarına ilişkin düzenlemelerin yürürlükten kaldırılmasına bağlı olarak uyum düzenlemesi yapılmaktadır.

23- Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık tesisleri ile üniversitelerin tıp ve diş hekimliği alanında lisans ve uzmanlık eğitimi veren kurumlarının birlikte kullanımı hususunda uygulamada karşılaşılan problemlerin çözümüne yönelik düzenleme yapılmaktadır.

24- 3359 Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun ek 12 nci maddesi ile, sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu, 5271 sayılı Ceza

Muhakemesi Kanununun 100 üncü maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında tutuklama nedeni varsayılan suçlar arasına alınmış ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personel de görevleriyle bağlantılı olarak kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun uygulamasında kamu görevlisi sayılmıştır.

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla Sağlık, İçişleri ve Adalet bakanlıklarınca gerekli tedbirler alınmakla birlikte, sağlık hizmetlerinin daha iyi ve verimli yürütülebilmesi için sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sebebiyle İşlenen suçlarda uygulanacak bazı adli işlemlerin yeniden düzenlenmesi ve sağlık çalışanlarının şiddete karşı daha etkin korunması zorunluluğu ortaya çıkmıştır.

Madde ile, 3359 sayılı Kanunun ek 12 nci maddesinde düzenleme yapılarak, sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sebebiyle kasten işlenen suçlardan şüpheli olanların, kolluk görevlilerince yakalandıktan sonra gerekli İşlemleri yapılarak Cumhuriyet başsavcılığına mevcutlu olarak sevki sağlanmaktadır. Cumhuriyet savcısı gerekli adli işlemleri tamamladıktan sonra şüpheliyi, koşulları bulunması halinde tutuklanması talebiyle sulh ceza hâkimliğine sevk edebilecek ve bu suçların soruşturmasında kolluk görevlileri, müşteki, mağdur veya tanık ifadelerini işyerlerinde alabilecektir. Ayrıca bu düzenlemeler, özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sebebiyle kasten işlenen suçlar hakkında da uygulanacaktır.

Düzenleme ile, sağlık çalışanlarına karşı şiddetin önlenmesi amaçlanmakta ve sağlık hizmetlerinin daha iyi, etkili ve verimli yürütülebilmesi ile kesintiye uğramaması sağlanmaktadır.

25- Sinema salonlarında gösterilen filmler ve reklâmlar ile tiyatro salonlarında sergilenen eserlerde ve internet ile topluma açık sosyal medya ve benzeri ortamlarda tütün ürünü kullanılması veya görüntüsünün kullanılması durumu, mevcut düzenleme kapsamında değerlendirilmediğinden, bu hususun açıklığa kavuşturulması, ayrıca sağlık, eğitim ve öğretim, kültür ve spor hizmeti verilen yerlere ilave olarak üniversite kampüs alanları içinde bulunan işletmelerde de sigara satışının engellenmesi gerekli görülmüştür.

Ayrıca madde ile, satış noktalarında tütün ürünlerinin kapalı dolaplarda, kişilerin ulaşamayacağı ve göremeyeceği şekilde satışa sunulması hedeflenmiştir.

26- Tütün ürünleri paketleri ile nargile şişelerinin üzerine, zararlarını belirten resimli ve Türkçe yazılı uyarı veya mesajların konulacağı alan yüzde altmışbeşten yüzde seksenbeşe çıkarılmaktadır. Ayrıca Türkiye’de üretilen veya ithal edilen tütün ürünlerinin; markanın yazım şekli, yazı karakteri, punto boyutu, paket üzerindeki konumu, paketlerin rengi, paket üzerinde yer verilen uyarı mesajları, diğer zorunlu yazı, ibare, şekiller dahil olmak üzere aynı şekilde tek tip olarak tasarlanmış düz ve standart paket biçiminde piyasaya arz edileceği ve buna ilişkin düzenlemelerin Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Tarım ve Orman Bakanlığınca yapılacağı öngörülmektedir.

27- 4207 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin onüçüncü fıkrasında düzenlenen tütün ürünlerinin satışa arzına ilişkin usul ve esaslara uyulmaması durumlarında uygulanacak yaptırımlar düzenlenmektedir. Ayrıca idari müeyyidelerin uygulanmasında karşılaşılan tereddütlerin giderilmesi ve uygulama birliğini sağlanması açısından, ceza takdirinde dikkate alınacak kriterler belirtilmiş ve kapatma cezasından sonra aynı dönem içinde tekrarlayan ihlallerde, her defasında işletmeye yirmi günden bir aya kadar kapatma cezası verilmesi öngörülmüştür.

28- Türkiye’de üretilen ya da ithal edilen tütün ürünlerinin yedi ay içinde 4207 sayılı Kanunun 4 üncü maddesine uygun hale getirilmesine ilişkin düzenleme yapılmakta ve bu doğrultuda hazırlanacak alt düzenlemelerin süresi düzenlenmektedir.

29- Anayasa Mahkemesi kararları ve uygulamada karşılaşılan problemler dikkate alınarak, sözleşmeli aile hekimlerinin ve aile sağlığı çalışanlarının çalışma yaş hadleri, izin hakları ve kamu görevlisi olmayanlar için işsizlik sigortası primi ödenmemesine yönelik düzenleme yapılmaktadır.

Buna göre, aile hekimlerinin ve aile sağlığı çalışanlarının çalışma yaş hadleri 65 olarak belirlenmiş; aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının izin hakları da mevcut uygulama paralelinde kanunla düzenlenmiştir.

Ayrıca, tereddütlerin giderilmesi bakımından vakıf üniversitelerinin de eğitim aile sağlığı merkezi açmasına yönelik açık bir düzenleme yapılmaktadır.

30- Mevcut hükümde, kişilerin aile hekimine kaydı yapıldıktan sonra, aile hekimi değişikliğinin ancak belli bir süre sonra ve yine kişilerce yapılacağı öngörülmüştür. Pilot uygulama dâhil on yıllık uygulama sürecinde sadece kişilere bırakılan aile hekimi değiştirme hakkından dolayı bazı problemler yaşanmaktadır. Örneğin kişiler, yer değiştirerek başka bir ile veya ilçeye ikamet amacıyla gittikleri halde aile hekimlerini değiştirmemektedir. Bu durumda özellikle. koruyucu sağlık hizmetleri bakımından çocukluk çağı aşıları, gebelerin izlemi gibi temel sağlık hizmetlerinde aile hekimleri kişilere ulaşamamakta, dolayısıyla kişiler bu hizmetlerden habersiz veya mahrum kalabilmektedir. Bu ve benzeri sebeplerle sağlık hizmetlerinin planlamasına uygun olarak, örneğin kişinin ikameti değiştiğinde otomatik olarak kendisine yakın aile hekimine kaydının alınması gibi çözümlerin geliştirilmesine imkân sağlanmaktadır.

Diğer taraftan 2023 yılına kadar iki bin nüfusa bir aile hekimliği birimi kurulması hedeflenmiştir. Bu hedeflere ulaşabilmek ve optimum kayıtlı nüfus ile aile hekimliği hizmeti sunabilmek için her bir aile hekimi için kayıtlı kişi sayısının coğrafi şartlar, sağlık hizmet planlaması gibi kriterler esas alınarak Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Sağlık Bakanlığınca belirleneceği öngörülmüştür.

31- Aile hekimliği hizmetini sunan kişiler, aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları olarak tanımlanmış olmakla birlikte; “aile sağlığı elemanı” ismi yerine “aile sağlığı çalışanı” isminin kullanılmasının daha uygun olduğu ve bu hizmeti sunan kişiler tarafından da daha iyi kabul gördüğü değerlendirildiğinden, Kanunda geçen “aile sağlığı elemanı” tabirleri “aile sağlığı çalışanı” olarak değiştirilmektedir.

32- Yürürlükteki hükmün lafzına göre, yalnızca kadın infertilitesinde tüp bebek tedavisi sağlanabilmekte; erkek infertilitesinin olduğu durumlarda tüp bebek uygulamalarında sıkıntı yaşanmaktadır.

Madde ile, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 63 üncü maddesinde değişiklik yapılarak bu sorunun giderilmesi, ayrıca tüp bebek uygulamasında yalnızca kadının yaşının önemli olduğunun belirtilmesi, eşi tarafından bakmakla yükümlü olmayan, halen çalışan genel sağlık sigortalısı olmasına rağmen en az beş yıllık genel sağlık sigortalılık ve 900 gün genel sağlık sigortalısı prim gün sayısı olmayan kadının, eşinin bu kriterlere sahip olması halinde tüp bebek tedavisinin finansmanının sağlanması ve kalıtsal bir hastalığı olan veya bu hastalık için taşıyıcı olduğu bilinen çiftin sağlam çocuk sahibi olmasına ya da hasta çocuğu (talasemi, hemofili vs. gibi kalıtsal genetik hastalıklar) olup ikinci çocuğun sağlam doğmasına yönelik yapılacak preimplantasyon genetik tarama yapılarak uygulanan yardımcı üreme yöntemi tedavilerinin finansmanının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sağlanması amaçlanmaktadır.

33- Madde ile, 5624 sayılı Kan ve Kan Ürünleri Kanununun 6 ncı maddesinde değişiklik yapılarak kan ve kan ürünleri üretim yerleri ile ilgili yaptırımlar ihtiyaçlara ve günün şartlarına göre yeniden düzenlenmektedir.

34- Halk sağlığının korunması amacıyla gıdanın etiketi, tanıtımı veya reklâmında kullanılacak sağlık beyanları için Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça izin verilebileceği belirtilmektedir.

MADDE 35- Ürün gruplarının doğru sınıflandırılmasının yapılması ile pazardaki mevcut karışıklığın önlenmesi ve halkın güvenli ürün kullanımının sağlanması amacıyla farmasötik formda olan takviye edici gıdaların üretim, ithalat, ihracat ve kontrolüne ilişkin usul ve esasların Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunca belirleneceği öngörülmektedir.

36- 27 nci maddenin ikinci cümlesindeki ürünler (kaynak suları, içme suları, doğal mineralli sular ve tıbbi amaçlı sular) bakımından belediyelere ve il özel idarelerine de müeyyide uygulanmasına imkân sağlanmakta ve bu suretle belediyeler ve il özel idarelerinin sularla ilgili görevlerini bihakkın yapması ve halk sağlığının korunması amaçlanmaktadır.

37- Farmasötik formda olan takviye edici gıdalar ile özel tıbbî amaçlı diyet gıdaların üretimi, ithalatı, ihracatı ve kontrolüne ilişkin görev ve yetki Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunda olduğundan bu konuda idari yaptırım uygulama yetkisi de, mahalli mülki amir ile birlikte Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna verilmektedir.

MADDE 38- 6428 sayılı Kanun kapsamında gerçekleştirilen entegre şehir hastanelerinde yüklenici şirketin sözleşme kapsamında yer alan miktara bağlı tıbbı destek hizmetlerinde bulunan hizmetlerinin piyasa testinin 10 yılın sonunda gerçekleştirilmesi hususu düzenlenmektedir.

39- Hizmetlerin teminatı olarak yüklenici şirketler tarafından idareye teslim edilen teminat mektuplarına konu bedellerin her yıl yurtiçi üretici fiyatları artış oranında güncellenmesi öngörülmektedir.

40- 6428 sayılı sağlık Bakanlığınca Kamu özel iş Birliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamındaki iş ve işlemler işletme döneminde de damga vergisinden müstesna tutulmaktadır.

41- Halen müfettiş, denetmen, denetçi, aktüer ve kontrolör istihdamında yabancı dil şartı bulunmadığından, mevcut müfettiş yardımcısı, denetmen yardımcısı, denetçi yardımcısı, aktüer yardımcısı ve stajyer kontrolör olarak çalışanların belirtilen kadrolara atanmalarında da yabancı dil şartının aranmaması öngörülmektedir.

42- 1 12 il ambulans servisi başhekimlerinin de nitelikleri belirlenmekte ve bu suretle sözleşmeli çalıştırılması öngörülmektedir.

 

 

Paylaşabilirsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir