Muhasebe Rehberi

Kâr payı avansları

Kurumlar Vergisi uygulaması ile ilgili olarak yayımlanan (1) seri numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “15.6.6 Avans Kâr Dağıtımı” bölümünde Kurumlar Vergisi mükelleflerinin geçici vergi dönemleri itibariyle doğan ticari kârları üzerinden avans kâr dağıtımı yapabilecekleri yönünde açıklamalarda bulunulmuştur. Ancak “Türk Ticaret Kanunu’nda avans kâr dağıtımı uygulamasına olanak sağlayan bir madde yer almadığı gerekçesiyle Danıştay 4. Dairesi’nin 30.04.2008 gün ve 2008/1612 sayılı kararı ile bu düzenlemenin yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.”

6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 509’uncu maddesinin 3. fıkrasıyla kâr payı avansının Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi olmayan şirketlerde, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın (Gümrük ve Ticaret Bakanlığı) bir tebliğ ile düzenleyebileceği hususu” hükme bağlanmış bulunmaktadır.
Sözü edilen maddenin gerekçesinde de “kâr payı avansını halka açık anonim şirketlere özgülemenin haklı bir sebebi”nin bulunmadığı ifade edilerek bu konuda kâr payı avansı ile ilgili uygulama kurallarının kapalı şirketlerde bir tebliğ ile düzenlenmesi uygun görülmüştür.

Konuya ilişkin olarak Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan (6) seri numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 20. bölümünde yapılan açıklamalara göre, “Kurumlar Vergisi mükelleflerince avans kâr payı dağıtımı yapılması halinde, dağıtılan kâr payları üzerinden elde edenin hukuki niteliğine göre vergi kesintisi yapılacak. Kesilen vergiler, avans kâr payı dağıtımının yapıldığı ayla ilgili muhtasar beyanname ile beyan edilecek.”
Avans kâr payı dağıtımında kurum ortakları açısından elde etme, kurumun yıllık safi kazancının kesinleşip, kârın nakden veya hesaben dağıtıldığı, diğer bir ifade ile avansın, kâr dağıtım kararı uyarınca dağıtılan kârdan mahsup edildiği tarihte gerçekleşecek. Şu kadar ki; bu süre, ilgili hesap dönemine ilişkin beyannamenin verilmesi gereken tarihi içeren hesap döneminin sonunu geçemeyecek.

Avans kâr payı dağıtılması halinde transfer fiyatlandırılması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleri uygulanmayacak.
“Ancak, hesap dönemi itibariyle zarar doğması veya safi kazancın avans olarak dağıtımı yapılan kârdan düşük çıkması halinde, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleri uygulanacak. Aynı husus, birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işlerinin bitiminde zarar doğması veya safi kazancın avans olarak dağıtımı yapılan kârdan düşük olması halinde de geçerlidir. Bu nedenle Gelir Vergisi Kanunu’nda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan mükelleflerin, dağıtılabilecek avans kâr payı tutarlarını, devam eden işlerin gerçekleşen maliyet ve hakedişleri arasındaki müspet (olumlu) farktan, kesinti suretiyle ödenen vergiler, varsa geçmiş yıl zararlarının tamamı ile kanunlara ve esas sözleşmeye göre ayrılmak zorunda olan yedek akçeler düşüldükten sonra kalan kısmın yarısı üzerinden hesaplamaları gerekmekte olup, bu hesaplamanın yapılması için ayrıca bir bilanço düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.” (5 Mayıs 2012 gün ve 28283 sayılı Resmi Gazete)
Türk Ticaret Kanunu’nun 509’uncu maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemeden de anlaşılacağı üzere avans kâr dağıtımının ilkeleri, bundan böyle “Gümrük ve Ticaret Bakanlığı” tarafından belirlenecek. Avans kâr payının dağıtımındaki amaç, ortakların cari dönem içerisinde kâr payının sağlayacağı ekonomik rahatlıktan yoksun kalmamalarına yöneliktir.

6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 507’nci maddesi olarak da “Her pay sahibi, kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış net dönem kârına, payı oranında katılma hakkına sahiptir.”
Avans kâr dağıtımı halinde, söz konusu dağıtımın belli ilkelere bağlanması, bunun sonucunda avans kâr dağıtımının, ileride şirketin zor durumda kalmasına neden olmayacak şekilde özel nitelikte bir hukuki düzenleme ile çerçevelendirilmesi kaçınılmaz olmaktadır.
Ancak kâr payının dağıtımında ve/veya avans niteliğinde kâr dağıtımının yapılması aşamasında, ortaklara ödenecek miktar üzerinden elde edenin hukuki niteliğine göre vergi kesintisi yapılmaktadır.

Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan (6) seri numaralı Kurumlar Vergisi genel tebliğ ile yapılan açıklamalar çerçevesinde de bu nedenle kesilen vergiler, avans kâr payı dağıtımının yapıldığı aya ait muhtasar beyanname ile beyan edilecek.
Bilindiği üzere Gelir Vergisi Kanunu’nun 22/2’nci maddesi uyarınca gerçek kişilerin elde ettikleri kâr paylarının yarısı gelir vergisinden müstesna tutulduğu için, belli miktarlara kadar elde edilen kâr paylarının beyanı halinde beyan sahibi kesinti suretiyle alınan vergiden dolayı alacaklı konumuna gelebilmektedir. Kanımızca şirketlerin kâr dağıtımı aşamasında uygulanan vergi tevkifatı oranı yüksek olduğu gibi, şahıslarda istisna kapsamında kalan kazanç da tevkifata tabi tutulmakta, daha sonra belli bir miktara kadar beyan edilen kazanç üzerinden fazla alınan vergi hak sahiplerine iade edilmektedir. Kanımızca hiç değilse kâr dağıtımının tevkifata tabi tutulması aşamasında uygulanan oranının düşürülmesi halinde hem vergi idaresi rahatlayacak hem de kurumlar üzerindeki tevkifat maliyeti azalacak.

VEYSİ SEVİĞ / İTO G. 25.06.2012

Paylaşabilirsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir